İçindekiler
Konuşma Bozukluğu
Konuşma bozukluğu, sosyalleşmemizi, olağan iletişimimizi kısıtlayan çoklu bir problemdir. İletişim sorunları küçük yaşlarda gelişime bağlı dil ve anlatım becerisi temelli başlayabilir veya nörolojik tabanlı olabilir. Konuşma bozukluğu gelişim dönemi bebeklik çağı özelliklerinden olabildiği gibi anatomik referanslı ses tellerindeki, ağız yapısındaki hastalıklardan da kaynaklanabilir.
Dil anlatımı ile konuşma bozukluğu ayrı ele alınır. Konuşma bozukluğu seslerin doğru ve net söylenişinin yapılamaması, konuşma sesinin sürekliliğinin, ardışıklığının olmaması, hece ile kelimelerin doğru telaffuz edilememesi, anlatılmak istenenin süresinin, sırasının ve uygun davranılmaması durumudur. Konuşma bozukluğu konuşmanın ritminde, akışında, tizliğinde ve seslerin çıkarılış organlarında meydana gelen bozukluk olarak tanımlanabilmektedir.
Konuşma Bozukluğu Belirtileri
- Konuşmanın çoğuzaman güçlükle anlaşılması, hiç anlaşılamaması
- Sesin şiddetini ayarlayamama ve kısık sesle özelikle konuşulması
- Monotonluğa varacak, tekdüze bir konuşma üslubu kullanılması
- İletişimi zora sokan tekrarlayıcı iç sesler, hırıltılar kullanılması
- Konuşurken güçlük çekilmesi, konuşmanın kuvvet istemesi
- Zamanlaması anlaşılamayacak ölçüde hızlı konuşulması
- Dinleyeni rahatsız edecek ölçüde sesler üretilmesi
- Kelimelerin çok fazla bedensel gerilimle üretilmesi
- Yutarak sesi veya hecelerin eksikli konuşulması
- İşaretlerle, yazarak iletişim kurmaya çalışılması
- Sözcüklerin ağız boşluğunda gevelenmesi
- Kelime haznesinin kullanımının daralması
- Cümle kurmacasında zorlanılması
Konuşma Bozukluğu Ne Zaman Anlaşılır?
Konuşmak, yaş ile gelişir, süreçtir. Yaşa göre konuşma geriliği yaşanıyorsa, sesler yanlış çıkarılıyorsa ve sessizlikse bu durum konuşma bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Her bebek/çocuk;
3 ila 6 aylık süreçte anlamsız sesler “babıldama” çıkarabilmektedir.
6 ila 12 aylık süreçte anadilde anlamlı bağlaç sesler çıkarabilmektedir. (de de de gibi)
8 ila 12 aylık süreçte oyun kelimelerine uyum sağlamaktadır
12 aylıkta ismi ile çağrıldığında fark eder bakar ve sıfat komutları algılayabilmektedir.
12 ila 16 aylıkken doğru şekilde çıkardığı birkaç tane anlamlı pekiştirilebilir kelimesi olmaktadır. (baba gibi)
24 aylık süreçte bakım veren ile anlamlı bağlanma ilişkisi varsa sözcük dağarcığı 5 – 10 kelime olmaktadır.
24 ila 36 aylık süreçte yer, yön ve varlık basit sorularına cevap vermekte ve kısa cümleler kurabilmektedir.
36 aylık sürecin sonrasında yabancılarla konuştuklarını anlayabilmektedir.
4 ila 5 yaşlarında herhangi bir olayı ya da durumu anlatabilmekte değerlendirme yapabilmektedir.
7 yaşında çok daha karmaşık matematik dili ve bir olayı ya da durumu anlatabilmektedir.
Çocuklarda dil gelişiminin değerlendirilmesi için çeşitli birçok test uygulanmaktadır. Testler, genellikle tarama veya tanı amaçlarına hizmet etmek üzere geliştirilmiş olup, dil kullanım becerilerinde ortalamanın altında performans sergileyen, yani dil anlatım sorunu yaşayan çocukları tanımlamak ve müdahale planı oluşturmak için kullanılmaktadır.
Konuşma gelişiminin dilde semantik, morfolojik, pragmatik ve sentaktik bileşenlerini ölçmeye yönelik birçok değerlendirme aracı mevcuttur. Bu araçlar arasında en yaygın olarak kullanılanlar şunlardır: Türkçe Erken Dil Gelişim Testi (TEDİL), Türkçe Okul Çağı Dil Gelişim Testi (TODİL), sözcük dağarcığını ölçmeye yönelik Türkçe İletişim Davranışları Gelişimi Envanteri (TİGE), Peabody Resim Kelime Testi (Peabody Testi) ve Türkçe İfade Edici ve Alıcı Dil (TİFALDİ) Testi gibi standartlaştırılmış testlerdir.
Konuşma Bozukluğunun Türleri
Kekemelik
Kekemelik; konuşan kişinin konuşma esnasında akışını etkileyen, seslerin ve sözcüklerin hece hece yinelemesi, derin nefes vermesi, tıkanma hissetmesi, kelime arası duraklamalarının beklenilmesi, heceleri kelimeden bağımsız uzatması gibi nedenlerden dolayı konuşmanın engellenmesi olarak tanımlanabilmektedir. Bireylerin, kişisel, aile, okul, din, eğitim, meslek veya sosyal iletişim alanlarında problemlere neden olabilmektedir. Kekemelik yaşa bağlı izolasyon sonucu gelişim ödevlerinin yapılmama nedenlerindedir. Genellikle belirtilerin görülmesi erken gelişim dönemindedir. Kekemelik, çevre iletişimi önemli derecede etkileyen akıcı konuşmanın sık ya da yaygın şekilde bozulmasıdır. Sesten, hecelere, kelimede ve cümlelerde tekrarlar ve dil anlatım becerisinin ötesinde uzatmaların yanında ani duraksamalar ile bunlara eşlik eden kaçma ve kaçınma davranışlarıyla karakterize bir konuşma bozukluğudur. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı-V (DSM-V)’te ise nörogelişimsel bozukluklar bölümünden iletişim bozukluklarının alt sınıflarından biri olmak üzere çocuklukta başlayan akıcılık bozukluğu ve yetişkin başlangıçlı akıcılık bozukluğu olarak tanılanmıştır. Temel olarak kekemelik psikolojik, fizyolojik, genetik, motor, dilbilimsel, duygusal ve çok faktörlü sebeplere dayandırılmaktadır
Ses bozukluğu; /Ses bozukluğu nedir?
Kişide sesin kalitesinin, yönünün, perdesinin ve şiddetinin benzer bireylere göre farklılaşmasıyla ses bozukluğu ortaya çıkar. Kimi zaman “ses ufalanması” deriz. Yapısal, fonksiyonel ya da her iki sebeple birden konuşanın gırtlak mekanizmasının ses talebini karşılayamaması ses bozukluğunu akla getirir. Sesin kimi nedenlerden ötürü konuşmacının istediği şekilde kullanılamadığı teneffüs, bozukluğa neden olabilir. Sesin şiddet perde ve rezonansında meydana gelen bozukluklardır. Ses şiddetinde düşüş, ses kalitesinin bozulması, nefes koordinasyonun sağlanamaması ses bozukluğu belirtileri arasında yer alır.
Artikülasyon bozukluğu
Artikülasyon bozukluğu (dizarti, apraksi); belirli seslerin üremesinde kişinin güçlük çekmesi, sesin yanlış veya eksik söyleyişi olarak tanımlanır. Kelimenin ses, hece, ton ve vurgu bakımından söylenişi doğru şekilde ifade edilemiyorsa kelimeler bireyin konuşmasının anlaşılmasında sorunlara yol açabilir. Artikülasyon bozukluğu, kişinin sesleri, heceleri veya sözcükleri yanlış üretmesidir. Örneğin, çocukların “su” yerine “bu”, “berber” yerine “beybey” demesi birer artikülasyon problemidir. Örneğin, “s” sesi yerine “b” sesi kullanan bir çocuk benzer artikülasyon bozukluğunu sadece “su” sözcüğünde değil “s” harfini içeren diğer sözcüklerde de tekrarlayacaktır. Sözcüklerin anlaşılmasının zor olması başka başka psikolojik sorunları tetiklemesine neden olacaktır. Bozukluk anatomik-fizyolojik bozukluklar, nörolojik bozukluklar ve işitme engeli gibi sorunlardan dolayı ortaya çıkabilir.
Motor konuşma bozuklukları
Motor konuşma bozuklukları (sesletim- eklemleme bozukluğu); merkezi ve preferik sinir sisteminin hasara uğraması sonucu ortaya çıkan konuşma bozuklukları olarak tanımlanabilmektedir. Dizartri ve apraksi olarak ikiye ayrılır. Konuşma organlarının kontrolündeki sorundan kaynaklanan bir konuşma bozukluğudur. Motor konuşma bozukluğu, damağın, dilin, dudakların, yanak içinin, dişlerin veya çenenin uygun şekilde kontrol edilememesinden kaynaklanabilir. Üflemede, ıslık çalmada ve hayret nidalarında ses çıkaramama vardır.
Aşağıdaki nedenlerle de konuşma bozuklukları açığa çıkabilmektedir
Beyin felcine bağlı konuşma bozuklukları
İşitme problemlerine bağlı konuşma bozuklukları
Yöresel konuşmalara bağlı konuşma bozuklukları
Yarım dudak ve damak problemlerine bağlı konuşma bozuklukları
Öğrenme bozukluğu ve zekâ geriliğine bağlı konuşma bozuklukları
Konuşma Bozukluğu Tedavisi
Konuşma bozukluğunu tedavi etmek mümkündür. Tedavide kişinin ses kalitesinin arttırılması, kelimelerin anlaşılır bir şekilde çıkarılması amaçlanır. Konuşmayı engelleyecek faktörlerin belirlenebilmesi için işitme testi, zekâ testi, psikolojik testler uygulanmaktadır.
Konuşma modelleme okul çağı çocuğunun doğru konuşma örneklerini duyma yöntemidir, çocuk doğru telaffuz şeklini tekrarlı duya duya öğrenecektir. Hafif konuşma bozuklukları gelişimsel süreçde herhangi bir tedavi gerektirmeyebilir hatta bazı konuşma bozuklukları ortadan kalkabilir. Diğerleri konuşma terapisi ile düzelebilir. Tedavi bozukluğun türüne bağlıdır. Konuşma terapisinde, yüzünüzdeki ve boğazınızdaki kasları güçlendirmeye çalışılacaktır. Konuşmak için nefesinizi kontrol etmeyi terapide öğreneceksiniz. Ses kontrol kas güçlendirici egzersizler ve kontrollü nefes verme, kelimelerin “ses biçimini” geliştirir. Konuşma bozukluğunu tedavi ederken dil egzersizleri, dudak egzersizleri, yanak ve çene egzersizleri yapılarak konuşma bozukluğunun giderilmesi sağlanabilir. Konuşma bozukluğu olan çocuklar için ebeveynler olarak çocuğu dikkatlice dinlemek, konuşmaya teşvik edip yargılamamak, taklit etmek ve doğru net telaffuz şeklini göstermek, rahat ve doğal bir ortamda destekleyici tutum geliştirip sevgi, ilgi göstermek işe yarayacaktır. Konuşma bozukluğu sinirlilik, utanç veya depresyon yaşatabiliyor. Depresyonunuz şiddetli ise, antidepresan ilaçlar yardımcı olabilir. Konuşma bozukluğunun nedeni tespit edilerek tedavi planlaması bu nedenlerin ortadan kaldırılmasını amaçlayacak şekilde oluşturulmaktadır.
Necati YILDIRIM
EMDR psikoterapi eğitimini aldım ve Avrupa EMDR Derneği Sertifikalı EMDR terapistiyim.